Geçtiğimiz günlerde Zonguldak’ın Alaplı ilçesinde bulunan Cehennemağzı Mağarası’nı ziyaret etme fırsatım oldu. Açıkçası yola çıkarken neyle karşılaşacağımı tam olarak bilmiyordum. Ama günün sonunda hem eğlendiğim hem de hayran kaldığım bir geziyle döndüm. Doğa harikası bir yer, üstelik mitolojik ve tarihi yönüyle de insanı içine çekiyor. Eğer yolunuz Karadeniz’e düşerse, buraya uğramadan geçmeyin derim.
Mağaraya ilk adım attığınızda sizi serin ve gizemli bir hava karşılıyor. Dışarıdaki sıcak yaz gününden sonra içerideki ferahlık gerçekten iyi geliyor. Ama bu sadece fiziksel bir serinlik değil; mağaranın atmosferi, karanlık ve aydınlık oyunları, su damlalarının sesi sizi adeta zamanın dışında bir dünyaya taşıyor.
Cehennemağzı Mağarası aslında üç ayrı mağaradan oluşuyor. Bu mağaralar mitolojik hikâyelerle bezeli. En bilinen efsaneye göre, burası Antik Yunan mitolojisindeki Hades’in yani yeraltı tanrısının dünyasına açılan kapılardan biri. Hatta Herkül’ün 12 görevinden biri olan Kerberos'u (üç başlı cehennem köpeği) yer altından çıkarma görevinin burada geçtiğine inanılıyor. Bu hikâyeleri rehber eşliğinde dinlemek hem eğlenceli hem de oldukça etkileyiciydi. Mitolojiye az da olsa ilginiz varsa, bu gezi size çok şey katacaktır.
Mağaraların biri ibadet yeri olarak kullanılmış, bir diğeri sarnıç görevi görmüş. Özellikle sütunlu yapısı olan mağara bölümünde kendinizi bir an Bizans döneminde hissetmeniz işten bile değil. Kilise olarak kullanılmış olan bu bölümde bazı duvar süslemeleri hâlâ seçilebiliyor. Hatta mağaranın bazı bölümleri doğal akustiğe sahip olduğu için zaman zaman küçük konserler bile düzenleniyormuş. Böyle bir ortamda müzik dinlemek nasıl olurdu diye hayal ettim; sanırım oldukça büyüleyici olurdu.
Ben mağarayı rehber eşliğinde gezdim ve bunu kesinlikle tavsiye ederim. Hem mağaranın tarihi hakkında detaylı bilgi alıyorsunuz hem de gözünüzden kaçabilecek detayları fark etmeniz kolaylaşıyor. Fotoğraf çekmek için de oldukça güzel noktalar var. Özellikle ışığın mağara duvarlarında yarattığı yansımalar çok etkileyici. Elbette flaş kullanmamak önemli, çünkü doğaya saygı her şeyden önce gelir.
Gezi boyunca bol bol fotoğraf çektim, notlar aldım, kafamı dinledim. Doğanın içindeki sessizlik ve serinlik bana gerçekten iyi geldi. Hem ruhen hem zihnen yenilenmiş hissettim. Cehennemağzı Mağarası, doğa yürüyüşü, tarih, mitoloji ve biraz serinlik arayan herkes için harika bir durak.
Eğer Karadeniz’e bir rota çizecekseniz, Zonguldak Alaplı’yı ve özellikle bu eşsiz mağarayı listenize mutlaka ekleyin. Bazen böyle yerler insana sadece güzel manzaralar sunmakla kalmıyor, içsel bir keşif de yaşatıyor.
Sen hiç karanlıkta tarih soludun mu?
Ben soludum. Ve çok sevdim.
0 Yorumlar